ABDULBAKİ ERDOĞMUŞ : Mezopotamya Vakıf Üniversitesi

22.06.2023

Diyarbakır’da iki girişimci Remzi Durmaz ve Serdar Ay, satın aldıkları eski Tekel Fabrikası’nın geniş alanına bir üniversite kurma hayallerini gerçekleştirmek üzereler.

Bu girişimden duyduğum memnuiyeti ve mutluluğu sizlerle de paylaşmak istedim.

Girişimcilerimizi ve çalışma ekiplerini yürekten kutluyorum. Bu onurlu, itibarlı yolda kendilerine başarılar diliyorum.

Çok sayıda gereksiz paşazadelerin, beyzadelerin, binlerce dönüm arazi sahiplerinin ve siyaset zenginlerinin olduğu Diyarbakır’ımızda, kendi mücadele ve gayretleriyle mütevazi bir sermaye edinen iki iş adamımızın bu önemli misyonu üstlenmeleri takdire şayan bir girişimdir.

Remzi Durmaz’ın boyun eğmez tutumuna, kendi öz gücüyle verdiği mücadeleye, baskılara rağmen pes etmeyişine defalarca şahit olmuşum.

İş insanları arasındaki mücadelenin biçimini, arka planını pek bilmem. Mutlaka çok zor ve rekabete dayanan bir alandır. Bu mücadelede Remzi Durmaz’ın sınır tanımayan müteahhitlere, siyasilere, özellikle politik cambazlara karşı dik duruşunu biliyorum.

Bu nedenle Üniversite projesini de hayata geçireceğine inanıyorum.

Gazi Antep dışında Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde Vakıf üniversitelerinin olmaması büyük bir eksikliktir.

Diyarbakır gibi onlarca medeniyete beşiklik etmiş kadim bir şehrimizde, sınırları aşacak bir Vakıf üniversitesinin olmamasını, eksikliğin ötesinde bizler için bir “kusur” olarak görüyorum.

Ülkemizde nicelik olarak üniversite sayısı gereğinden fazla olduğu halde, nitelik açısından daha da geriye gittiği ortadadır.

İhtiyacımız; diplomalı, ünvanlı, kariyerli akademisyenlere değil, bilim insanlarınadır.

Uluslararası düzeyde kaç bilim insanımız vardır?

Bilimsel araştırmalar yapan ve yüksek düzeyde eğitim ve öğretim veren üniversite sayısı da çok azdır.

Oysa üniversiteler, en üst seviyede eğitim verilen, farklı alanlarda araştırma yapılan ve bilgi üretilen kurumlardır.

Umarım Mezopotamya Vakıf Üniversitesi de üst seviyede eğitim verilen bir bilim merkezi olacaktır.

Girişimcilerimiz üzerlerine düşeni yerine getirmiş görünüyor. Bundan sonrası en başta Cumhurbaşkanı olmak üzere ilgili kurumlara düşmektedir.

İki girişimci insanımızın çabalarını, gayretlerini desteklemek zorunda olduğumuzu düşünüyorum.

Ben de takipçisi ve destekçisi olacağımı belirtmeliyim.

Dicle Nehriyle sıfır noktada birleşen Mezopotamya Üniversitesi, inanıyorum ki Türkiye’de ilk 5 arasına girecek muhteşem bir kampusa sahiptir. Sadece ülke içinde değil, bölge ülkelerinden gelecek öğrenciler için de cazibe merkezi olacaktır.

İnançları, ideolojileri, siyasi görüşleri, partileri, politik tutumları ne olursa olsun, özellikle bölge politikacılarının bu önemli ve gerekli projeyi sahiplenmeleri gerekir.

Başarılması durumunda başka girişimcilerin de farklı projeler geliştirmesene yol açacağını unutmayalım.

Bir toplumun en itibarlı ve en güçlü silahı nitelikli eğitim ve bilimsel araştırmalardır. Bu da ancak bilim üniversiteleriyle mümkündür.

Hayırlı olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir