24.10.2023
Saadet Partisi yarım asırlık Milli Görüş çizgisinin devamı. Türkiye’nin son yarım asrında dolaylı/dolaysız hep etkisi oldu. İslami motiflerden güç alıp bugünlere geldi. Müslüman halka modern söylemlerle hitap edemediği, onları mobilize edemediği için küçüldükçe küçüldü ve gerontokratik (yaşlıların yönetiminde) bir yapı kazandı.
Gerontokratik ama toplumdaki karşılığı olmayan bir gerontokratik parti.
Milli Görüş’ün güçlenmesinin nedeni halka inmesi, kendini halka anlatmasıdır. Milli Görüş çizgisi bilhassa gençler tarafından tutuldu, benimsendi. İlginçtir ki Milli Görüş gömleğini çıkararak kurulan “yenilikçi” AKP’nin kurulmasından sonra (14 Ağustos 2001) Milli Görüş partilerinin sonuncu olan SP hiçbir zaman Milli Görüş’ün eski gücüne kavuşamadı.
Milli Görüş fikriyatının kurucusu Necmettin Erbakan’ın ölümünden sonra da (27 Şubat 2011) %1-2’lik oy bandında tıkanıp kaldı. Bu da bizi Saadet Partisi’nin dayandığı Milli Görüş fikriyatını sorgulamaya götürür.
Gerçekte Milli Görüş neydi?
Bu fikriyat Türkiye ve İslam dünyasında gerçekçi miydi? Müslüman devletler kendi devlet çıkarlarını bir kenarda tutup Müslümanların ortak çıkarlarını savunabilir miydi?
Bu sorulara müspet cevap vermek için Siyasal İslamcılığın temsiliyet ve gerçeklik kazandığı Refah Partisi dönemine bakmakta yarar var. 28 Şubat 1997 post-modern darbesiyle geleneksel Milli Görüşçü fikriyat ile Siyasal İslamcılık bitti; liberal, oportünist ve pragmatist modern bir İslamcılık geldi. Milli Görüş fikriyatı Siyasal İslamcılık imtihanından başarıyla çıkamadı. Bütün insani ve İslami değerlerin içi boşaltıldı.
Saadet Partisi bunun için ne yaptı? Hiçbir şey.
Saadet Partisi böyle insani ve İslami değerlerin içi boşaltılmış bir Milli Görüş çizgisini yaşatmaya çalışıyor ama nafile. Bunun ölmüş bir insana suni teneffüs yapmaktan bir farkı yok.
Necmettin Erbakan’ın Milli Görüş fikriyatı ve Siyasal İslamcılık sentezlemesi bir denemeydi; bir döneme damgasını vurdu ve gitti.
Geçmişe takılmamak gerek. Saadet Partisi geçmişe takılıp kalmış bir parti; bu yüzden parti yönetimi yaşlılardan oluşuyor, %1-2 bant oy oranını değiştiremiyor.
Milli Görüş Necmettin Erbakan’ın rüyasıydı. Erbakan rüyasının peşinden gitti ve bitti. Saadet Partisi bitmiş bir rüyanın ardından gidiyor. Bununla kalmıyor, rüyayı yanlış tabir ediyor. % 1-2, rüyayı yanlış tabir edenlerin oranı.
Partinin şimdiki genel başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu’nun hem parti liderliği hem de son Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimindeki tavrı bu durumu olduğu gibi gözler önüne sermektedir.
Şöyle ki; 30 Ekim 2016’daki SP 6. Olağan Kongresinden beri partinin genel başkanlığını 82 yaşındaki Karamollaoğlu yürütmektedir. 82 yaşındaki bir insanın ısrarla parti liderliğini devam ettirmek istemesini anlamak mümkün değil. Bu durumu ancak Milli Görüş rüyasını yanlış tabir eden % 1-2 oy oranıyla açıklayabiliriz.
Yine aynı şekilde daha başından itibaren altılı masanın cumhurbaşkanlığı adaylığında tavrını sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yana koymalarını aynı nedenle açıklayabiliriz. Sayın Karamollaoğlu, Kılıçdaroğlu’nun toplumun çoğunda karşılık bulmadığını görmüyor muydu?
Görüyordu elbet. Yoksa her şey CHP listelerinde 9 milletvekili kazanmak için miydi?
Saadet Partisinin ne toplumda ne de devlette bir karşılığı var.
Erbakan’ın farkı ve başarısı, kendi rüyasının peşinde gitmiş olmasıdır. Sadet Partisinde yeni bir Milli Görüş rüyasını görecek lider ve kurucu kadro yok. Partinin ya kendini komple yenilemesi gerekir yeni bir Milli Görüş rüyasıyla ya da kendini feshetmesi gerekir geçmiş mirasın bir parçası olarak.