FAİK ÖCAL : İYİP, milliyetçiliği ne iktidarın etki alanı dışına çıkarabildi ne muhalefetin elinde dönüştürücü bir güce çevirebildi

06.09.2023

İyi Parti 25 Ekim 2017’de resmen kurulduğunda arkasında çizgileri ve talepleri belli bir halk kitlesi yoktu. İYİP Milliyetçi kesimin yönetimindeki “mitoz bölünme” ile neşvünema buldu. CHP’nin suni teneffüsüyle siyaset sahnesinde tutundu. Bu haliyle kendi içindeki iç çekişmelerin ve başka partilerin dolaylı ya da dolaysız müdahalelerin adresi olmuştur.

Her şey partinin lideri Sayın Meral Akşener’in gölgesinde olup bitmektedir; bu yüzden milliyetçilik kurumsal bir zemine kavuşamamıştır.

İYİP kişi partisidir; kitleleri çekip çeviren bir parti kimliğini kazanamamıştır daha. İyi parti, parti olarak liderinin gerisinde kalmıştır, liderinin önüne geçememiştir.

Bariz “Avrupa Birliği” ve “Atatürkçülük” eleştirisi ile ortaya çıkan parti ne AB hedefini açık ve net ortaya koyabilmiştir ne de Atatürkçülüğe çağdaş ya da yeni bir yorum getirebilmiştir. Milliyetçiliği ne iktidarın etki alanı dışına çıkarabilmiştir ne de muhalefetin elinde dönüştürücü bir güce çevirebilmiştir.

MHP devletin sağ milliyetçi partisidir, fakat İYİP devletin sağ milliyetçi partisi olamamıştır; çünkü İYİP’de sağ milliyetçi ideolojinin içi boştur. Eğer İYİP sağın içini milliyetçilikle doldurabilseydi, milliyetçiliğini muhafazakar değerlere dayandırabilseydi her şey çok daha farklı olabilirdi.

Şimdi devletin kutsal çatısı altında İYİP’in yeni milliyetçi muhafazakar partisini görebilirdik ama öyle değil.

Neden?

İYİP, MHP’nin “davasına” karşılık hem ideolojik çatısını oluşturamadı hem de kendi milliyetçi muhafazakar zeminini oluşturamadı. İdeolojik çatıyı ve milliyetçi muhafazakar zemini birbirinden ayrı düşünmemek gerekir.

İdeolojik çatıda Destutt de Tracy’nin bahsettiği anlamda milliyetçilik yeni açılımlarla kitleselleştirilemedi. Terry Eagleton’dan mülhemle, İYİP ideolojik çatısı ile milliyetçi muhafazakar zemini bütünleştirecek toplumsal bağlardan yoksun kaldı.

İYİP kendi milliyetçi sembollerini de yaratamamıştır. MHP kurt sembolüyle, asena efsanesiyle tarihsel arka planı olan bir partidir.

Eğer İYİP MHP’ye alternatif bir parti olarak ortaya çıkmışsa milliyetçi cephede kabul gören sembolleri, mitleri, yeni bir dili olması gerekirdi. Ama böyle bir şeyin olmadığını görüyoruz.

Buna bağlı olarak İYİP yola çıkarken istikametini belirleyemedi. Belki durduğu zemin kaygan olduğu için bunu yapamadı.

Kendi ideolojisini oluşturamayan bir parti ülke yönetimine talip olamaz.

Gramscici argüman ile İYİP ideolojisi; ne partiyi, hitap ettiği kitleyi ve insanları örgütleyip harekete geçirmiş ne de yeni bir mücadele alanı ortaya çıkarmıştır.

İYİP aşağıdan bir halk hareketi olarak değil, MHP’de yönetim anlaşmazlığı sonucu ortaya çıkmıştır. Bir başka ifadeyle Sayın Meral Akşener MHP’nin başına geçmiş olsaydı belki de İYİP diye bir parti ortaya çıkmayacaktı.

İYİP’in belli bir ideolojisi yok, milliyetçiliğe yeni bir yorumu yok, toplumsal sorunlara rasyonel bir çözüm programı yok. Her şey etiketler üzerinden olup bitmekte, isimler üzerinden gidip gelmekte, etiketler ve isimler arasında sürekli irtifa kaybeden bir parti görünümünden kurtulamamaktadır İYİP.

Dış politikaya baktığımızda kendine göre milliyetçi muhafazakar bir zemin oluşturamayan İYİP’in duruş problemini daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Çünkü İYİP dış politikada iktidara alternatif bir muhalefet partisi olarak değil, konjonktüre göre hareket etmektedir ve durduğu yere bağlı olarak savrulmalar yaşamaktadır.

İYİP’in Avrupa Birliği ve Atatürkçülük müktesebatı çoğu zaman devletin dış politikasını kapsayamamakta, dış politikanın dışında kalmaktadır.

İYİP iyi ama bir kişinin etrafında şekillenen bir iyi’lik.

Kendini aşamayan İYİP ulusal ya da evrensel iyi’liği yakalayamadı. İYİP iyi’liği kişisel zeminde kaldı, öyle görünüyor ki İYİP bu kişisel zeminden kurtulacak gibi değil.

Tarih bize göstermiştir ki her açıdan kendini aşan, kendini yenileyen partiler halkların teveccühünü kazanmış, topluma damgasına vurmuş, devleti şekillenmişlerdir.

Bu açıdan Demokrat Parti’nin ilk dönemini (1950-1954), Anavatan Partisi’nin ilk dönemini (1983-1989), Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilk dönemlerini (2002-2011) buna örnek verebiliriz.

İYİP milliyetçiliği ile CHP, MHP ya da AKP milliyetçiliği arasında ne fark var? Gerçekten bir fark var mı? Buna bakmakta yarar var.

Devlet milliyetçiliğinin üç yüzü vardır: Ulusalcı, Türkçü, dindar.

CHP’nin milliyetçiliği ulusalcı, MHP’ninki Türkçü, AKP’ninki dindar. Pekiyi İYİP’inki?

Atatürk milliyetçiliğin her rengi CHP’deyken, Türkçü milliyetçiliğin her versiyonu MHP’deyken, dindar milliyetçiliğin patenti AKP’deyken, insanlar ne diye İYİP’e yönelsin? İYİP milliyetçiliğinin kimliği ve istikameti yok.

Benedict Anderson’in kastettiği anlamda kendi siyasal kimliğini oluşturamayan İYİP ne müspet milliyetçilik ideolojisi ortaya koyabilmiş ne de Türk uluslaşmasında yerini alabilmiştir.

Ama aynı şeyi MHP için söyleyemeyiz; MHP Türkçülük ideolojisiyle devletin milliyetçiliğinde yerini almıştır.

Sosyolojisi olmayan bir parti muktedir olamaz. İYİP sosyolojik karşılığı olmayan bir partidir. Bir partinin sosyolojisi ise ideoloji ve ekonominin birbirini tutmasıyla, daha doğrusu birbirini desteklemesiyle ortaya çıkar.

İYİP’in sosyolojik okumaları ne ideolojik açılımları beraberinde getirdi ne de ekonomik fırsatlar var etti. İYİP sosyolojisi, ideolojik çatı ile milliyetçi muhafazakar zemin arasında kayıp gitti. Her şey liderlerinin gölgesinde, liderlerinin çizdiği çizgilere dışına çıkmayan bir grubun elinde olup bitti. İdeolojik çatı ve milliyetçi muhafazakar zemin belli bir kesimin dışına taşmadı görünmez suni sınırlardan dolayı.

Milliyetçiliğin ideolojik açılımın her türlüsünü yapan ve devletin verdiği imkanlardan ziyadesiyle faydalanan MHP gibi bir parti varken insanlar ne diye İYİP’i tercih etsin.

Felsefesi olmayan bir partidir İYİP; bir türlü varoluş sorununu çözememiştir, kimlik krizini aşamamıştır. Zamanın ruhunu yakalayamamıştır İYİP; bu yüzden geçmişi geleceğe taşıyamamıştır, bugünü doğru okuyamamıştır.

İYİP’in böyle bir okuma yapacak ne entelektüel kapasitesi ne de donanımlı kadrosu var. Her şey etiketler ve isimler arasında olup bitmekte, gidip gelmekte. Her şey, işler yolunda gidiyor izlenimini vermek içindir. Gerçekteyse işler yolunda gitmekte midir?

14-28 Mayıs 2023 seçimlerinde İYİP’in hem cumhurbaşkanlığı seçiminde düştüğü pozisyon hem de aldığı oy oranı işlerin yolunda gitmediğini göstermektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir