ZELAL AZADİ : KHK’lı olmak…

14.08.2023

15 Temmuz darbesi sonrası, 21 Temmuz’da OHAL’i ilan edip sorgusuz sualsiz, hiçbir yargı kararı olmaksızın, aylar önce fişleyip, Fetö nefret çuvalına atıp, kimin yaptığı veya failleri meçhul darbeyi de (Meclis’e sunulan darbenin araştırılması önergesine izin vermeyenlerin) ibadet kesimi dedikleri masum kamu emekçilerine uyduruk gerekçelerle yükleyip ya da muhalif olduğu için binlerce kamu emekçisini bir gece yarısı kararnamesiyle işinden, mesleğinden edip Resmi Gazete’de tüm bilgileriyle çarşaf çarşaf ilan edip, açlığa ve sosyal soykırıma mahkum bırakmaktı…

Dost, arkadaş, akraba sandıkların, sevdiklerin; seni telefon rehberlerinden, sosyal medya hesaplarından, hemen silip ya da engelleyip, bir anda vefasızca terk edip, öcü bilinmekti…

Doğup büyüdüğün, çok sevdiğin vatanında, özgürlüğünden olup, cezaevine atılıp bir anda öz yurdunda garip, öz vatanında parya olmaktı…

SGK’da 36 koduyla fişlenip, her yerden iş bulamamaktı. Acımasız bir güruh tarafından ağaç köküne layık görülmekti. İaşesi, özgürlüğü için Meriç’i geçip, yerinden, yurdundan olup bilmediğin ülkelerde mülteci olmaktı. Hatta bu yollarda, bazen de sevdiklerinin boğulduklarına şahit olmaktı. Memleketine, sevdiklerine hasret kalıp, yüreğiyle için için ağlamaktı…

KHK’lı olmak; zulüm üstüne zulüm görüp, hasta, lohusa, gebe, çocuk demeden, adli suçu olmadan, sicili tertemiz insanların apar topar zindana atılmasaydı…

KHK’lı olmak; cezaevlerinde çıplak aramaya maruz kalıp, dört kişilik odalarda 25 kişinin, yaz kış demeden bir arada kalıp, her türlü işkenceyi görmekti. Kötü cezaevi koşullarında, kimi zaman bebeklerinden ayrı kalan annelerin sütlerini lavabolara sağıp, gözyaşlarının sel olup, masum bebekleri, çocukları demir parmaklıklar arasında soğuk betonlarda büyütmekti…

Kimi zaman da evladı hastanede ağır hastalıkla boğuşurken, zindan köşelerinde çaresizce ağlamaktı.  Pandemide; her yer normalleşirken, cezaevindekilerin açık görüşten mahrum kalıp, üvey evlat muamelesi görmesi idi. Cezaevi yollarında, hasret gidermek uğruna binlerce kilometre yol gitmekti. KHK’lı olmak güpegündüz kaybedilmekti, kaçırılmaktı. Günlerce, aylarca izine rastlanamamaktı…

KHK’lı olmak; ötekileştirilip SGK’dan verilen 36 kod ile hiçbir yerde sigortalı işe giremeyip, sosyal yardımlardan mahrum bırakılmaktı, hatta koruyucu anne baba olamamaktı. KHK’lı koruyucu aileden evladını acımasızca alıp, yurda tekrar vermekti. Engelli çocuğun varsa, devletin verdiği, maddi destekten mahrum kalmaktı. Tüm vatandaşlık haklarından mahrum edilmekti…

KHK’lı olmak; hiçbir mecrada uğradığı haksızlığı dile getirmesine izin verilmeyip, hakkını arama özgürlüğünün elinden alınması demekti…

Adil yargılanma hakkının olmayıp, yasal olan kriterlere göre yargılanıp, her mahkemeden farklı, adil olmayan keyfi kararların çıkmasıydı…

Özgürlük, güvenlik, yaşama hakkının, neredeyse tüm yasal haklarının, bir bir elinden alınması demekti…

Bir anda konfor alanından çıkarılıp, belirsizliğe bırakılmaktı. KHK’lı emekçilerin, kendini resetleyip, apar topar, bir o kadar tedirgin, sıfırdan yeni bir hayata başlamasıydı. Yeni meslekler, işler edinip, dişiyle tırnağıyla hayata var gücüyle tutunmaktı…

KHK’lı olmak; bir gecede terörist ilan edilip, askere alınıp, görev yaparken vatanı için Şehit olan Zekeriya Altınok’tu…

KHK’lı olmak; binlerce yuvanın paramparça olmasıydı. Görmez, Maden, Özdoğan Aileleri… Ahmet Burhan Ataç, Haluk Savaş Hoca, Gökhan Açıkkol, Canan Hoca gibi binlerce kişinin; süreçte kanserle, işkenceyle, iş kazalarıyla, intiharla ölüp alacaklı gitmekti. Depresyon, uyku ilacına maruz kalıp, 7 yıldır devam eden, bitmeyen, kapkaranlık belirsizlikti…

KHK’lı olmak; binlerce askeri öğrencilerin, polis adayların, acemi erlerin uğradığı en büyük haksızlıktı.

Vardır bir suçları, neden bana bir şey olmadı, devletin her yaptığı doğrudur söylemlerini sık sık duymaktı…

Takipsizlik, beraat alsa da adının lekelenmesiydi. Ceza alanların da işlemedikleri adli suçlardan değil de yasal sebeplerden (banka, sendika, dernek, gazete, dergi, okul, play store dan indirilmiş milyonların kullandığı programlar…) ceza almaktı…

KHK’lı olmak; insan doğa hayvan sever, sicili tertemiz, çalışkan, dürüst, eğitimli, donanımlı, liyakatli insan demekti. Tüm mağduriyetlere rağmen onuruyla, alın teriyle ekmeği için çalışıp, namerde muhtaç olmayıp, ağaç kökünü yemeden, çalışkan, erdemli kamu emekçileri demekti…

Kaliteli, eğitimli, liyakatli, kültürlü insanların Beyin Göçüydü…

KHK’lı olmak; pazartesi perşembe günleri Twitter’da sesini duyurup, KHK’lılara yapılan hukuksuzluğu dile getirip, adaletin, hukukun, tecelli etmesini beklemekti. Farklı fikirleri, düşünceleri, ideolojileri olmasına rağmen, birçok platformlarda bir araya gelip, kenetlenip, canla başla mücadele eden güzel yürekli mazlumların direnişiydi…

KHK’lı olmak; altı yıldır OHAL (Oyalama) komisyonun sayfasına girip verilen kararları beklemek, RET alanların hayal kırıklığı, KABUL alanların buruk sevinciydi…

Öldükten sonra suçsuz bulunup göreve iade edilmekti. Binlerce ölen KHK’lı için ise, hesabın büyük mahkemeye kalmasıydı. KHK’lı olmak; birçok hukuki terimi öğrenip, gelecekte adaleti, hakkı, hukuku tesis etmek için, hukuk fakültelerini okumaktı. Uğradığı haksızlıklarla, başkalarının görmüş olduğu haksızlıkları da görebilmekti…

KHK’lı olmak Ömer Faruk Gergerlioğlu, Abdulbaki Erdoğmuş, Gülizar Biçer, Sezgin Tanrıkulu, Hüda Kaya, Haluk Savaş, Yıldırım Kaya, cesur binlerce KHK’lı aktivist…. Hak savunucuları ile tanışıp, Onların mücadelelerine var gücüyle destek olmaktı…

KHK’lı demek; adalet, hukuk, özgürlük, barış dolu, daha iyi, daha güzel yaşanabilir bir ülke, bir dünya için umutla sabırla yılmadan bıkmadan mücadele etmek demekti. KHK’lı olmak; anlatmakla yazmakla bitmeyecek, şuan bilinen 146 hak ihlalleri demekti…

Kimine göre kader, kimine göre zulümdür yaşanılanlar…

KHK’lı biri olarak vicdan rahatlığıyla var gücümle haykırarak söylüyorum; KHK’lı olmak cehennem kadar acı veren bir zulümdür…

Bu zulüm derhal bitirilmeli. Bu zulmün tüm failleri tespit edilip yargılanmalı!

Toplumsal huzur için, Kanun Hükmündeki Kararnameleri hemen iptal edin!

Bu ülkenin güzide insanlarına, gasp ettiğiniz tüm haklarını ivedilikle iade edin!

Toplumsal refah için bu elzem.

KHK’lı lütuf değil hakkını istiyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir